Aşk derdinden kurtulması için babası Mecnun'u Kâbe'ye götürür, orada dua etmesini ister.

Mecnun ise Kâbe'nin örtüsüne yapışarak (Şair Fuzulî'nin ifadesiyle) şöyle dua eder:

"Ya Râb bela-yı aşk ile kıl aşina beni

Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni

Az eyleme inâyetini ehl-i derdden

Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni"

İşte aşk budur...

İşte sevdâ budur...

Samimiyet budur...

Sadakat budur...

Vaz geçmemek budur...

Ve hatta dava adamlığı budur...

Vaz geçenleri tarih unutur.

Yılgınlık gösterenleri;

Yorulanları;

Tökezleyenleri;

Nefesi tükenenleri;

"Eyvah" diyenleri;

"Tükendik" diye feryad edenleri;

Sığ sularda bile boğulmaktan korkanları...

Kısacası, KORKANLARI tarih unutur, insanlar unutur, gelecek nesiller unutur, yarınlar unutur...

Bunlar;

Kendi kendilerini unutulmaya mahkum edenlerdir...

Tarihe geçenler,

Unutulmayanlar,

Hayırla yâd edilenler,

Örnek gösterilenler,

Model olanlar,

Markalaşanlar...

Onlar mı..?

Onlar,

Mücadeleden yılmayanlardır...

Onlar,

Korkmayanlardır...

Onlar,

"Ben" değil, "biz" diyebilen ve buna inananlardır...

Onlar,

Mücadelenin zevkine varanlardır…

Onlar,

Rahatı, hak ve adalet mücadelesinin koynunda bulanlardır…

Onlar,

Hak için, hukuk için, adalet için mücadele ederken yorulanlar ve bu yorgunluk içinde huzura erenlerdir…

Ve Türk Eğitim-Sen…

Yıllardır hak ve adalet mücadelesi verenlerin; dik duruşlu, Süphan göğüslü yiğitlerin sendikası.

Bu teşkilatın mensupları bir günden bir güne rahat yüzü görmemiş, çoluk-çocuğuyla ayağını uzatıp oturmamış/oturamamış çilekeş insanlardır…

Türk Eğitim-Sen’in hak ve adalet mücadelesine omuz veren, bu yüzden olmadık haksızlıklara maruz kalan, buna rağmen yılmayan, yıkılmayan, kaçmayan, sinmeyen; adam gibi dimdik duran başı dik, yüreği mangal üyeleri…

Hepinize selam olsun…

Güzel günler yakın…

Endişeniz olmasın.

İhsan UĞRAŞ

Türk Eğitim-Sen

Niğde Şube Başkanı