Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,6766 | 34,7391 | |
EURO | 36,4494 | 36,5151 |
Bugün: | 123 |
Dün: | 293 |
Toplam: | 5321 |
Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul/kurumlarda norm kadro fazlası olan öğretmenlerin atamalarına yönelik İlgi (b) Genelge MEB tarafından yayınlanmış olup genelge de norm kadro fazlası öğretmenlerin il içinde ilçeler arasında resen atamalarının yapılmasına yönelik düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak sendikamıza genelgenin uygulanmasına yönelik ülke genelinde bütünlüğün sağlanamadığı, illerde farklı uygulamalara yer verildiği, ilçeler arası resen atamanın yapıldığı yönünde bilgiler gelmektedir.
Anayasamızın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar…” hükmü amir olup hüküm uyarınca devlet organları tarafından aile birlikteliğinin sağlanması ve aile bütünlüğünün korunması gerekmektedir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 16. maddesindeki “Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunmak hakkını haizdir.” hükmü ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 10. maddesindeki “Toplumun doğal ve temel birimi olan aileye, özellikle ailenin kurulması için ve aileye bağımlı çocukların bakım ve eğitiminden sorumlu oldukları sürece, en geniş koruma ve yardımın yapılması gerektiğini kabul ederler…” hükümleri uyarınca ailenin, toplumun doğal ve temel unsuru olduğu ve devlet tarafından korunmasının gerektiği ifade edilmiş ve mezkur maddeler devletimiz tarafından da kabul edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. maddesinde ise “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir…” hükmü amir olup hüküm uyarınca herkesin aile hayatına saygı gösterilmesi gerekmektedir.
Anayasamızın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde de “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” hükmüne; “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddesinde, “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar…” hükmüne yer verilmiş olup bu hükümler uyarınca devlet organları tarafından kişinin sağlığının korunması, yaşam hakkının korunması, aile birlikteliğinin sağlanması ve aile bütünlüğünün korunması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin 16.07.2010 tarihli ve E:2010/29, K:2010/90 sayılı kararında; kişinin sahip olduğu hak ve hürriyetlerin önem dereceleri göz önünde bulundurularak Anayasa’da yer aldığı, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını geliştirebilmelerinin mutlu ve huzurlu olabilmelerinin başlıca şartının ihtiyaç duydukları anda sağlık hizmetlerine ulaşıp bu hizmetlerden yararlanabilmeleri olduğu, sağlık hizmetlerinin doğrudan yaşam hakkıyla ilgili olması nedeniyle diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğu, insan sağlığının, mahiyeti itibarıyla ertelenemez ve ikame edilemez bir özelliğe sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 18745356-101.07.04-E.5821 sayılı ve 03/04/2018 tarihli kararında; Milli Eğitim Bakanlığının görev alanı çerçevesinde eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak amacıyla getirilen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kapsamında, ilgili mevzuatta atananların 4 yıl süreyle başka yere atanmayacağı yönünde bir hüküm bulunsa da, sözleşmenin imzalanmasının sonrasında ortaya çıkan ağır sağlık sorunları nedeniyle ilgililerin yaşadıkları mağduriyetler karşısında, insan yaşamının kutsallığının bir yansıması olan sağlık hakkını konusundaki Anayasal hükümleri ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan taahhütlerimizi dikkate alarak ve çocuğun yüksek yararı göz önünde bulundurularak, sosyal devlet olmanın ve ölçülülük ilkesi ile hakkaniyet ilkesinin bir gereği olarak, Ağrı ilinde başvuranın eşinin tedavisinin yapılabileceği bir hastanenin bulunmadığı, İstanbul ilinde başvuran öğretmenin branşında ihtiyaç da olduğundan ilgililere idare tarafından gerekli kolaylığın sağlanması gerektiğine karar verilmiştir.
Tüm bu hükümler uyarınca, yaşam hakkının her bireyin hakkı olduğu, her bireyin sağlığını korumanın devletin görevi olduğu gibi toplumun temeli olan “aile” kavramının devlet organları tarafından korunması, aile birlikteliğinin muhafaza edilmesi ve herkesin aile hayatına saygı gösterilmesi de yine devletin ve devlet kurumlarının asli görevleri arasındadır. Devletin ve devlet kurumlarının bu görevini yerine getirirken her türlü önlemi ve tedbiri alması gerekmektedir.
Diğer taraftan, mevzuatımızda norm kadro fazlası öğretmenlerin il içerisinde ilçeler arasında yer değiştirebileceği düzenlenmiş ise de yasal mazeretler gözetilmeden öğretmenlerin bir ilçeden başka bir ilçeye atanması kabul edilemez. Öğretmenlerin aile birlikteliğini sağlamak için ikametlerini değiştiremeyecekleri, sağlık mazereti olup çocuğuna, eşine, anne veya babasına bakan öğretmenlerin aile bireylerinin sağlık durumlarının tehlikeye düşeceği dikkate alındığında ilçeler arası yer değiştirme uygulamasından ivedilikle vazgeçilmesi gerekmektedir. Söz konusu atamaya tabi olacak öğretmenlerin kilometrelerce uzaktaki ilçelere yer değiştirmesi öğretmenlerin mesleklerini icra etmedeki çalışma şevklerini de olumsuz etkileyecektir. Kaldı ki, yukarıda bahsettiğimiz mazeretleri bulunan bu öğretmenlerimiz önümüzdeki Ocak ayında yapılacak mazerete bağlı yer değiştirmelerde mazeretlerinin bulundukları eski ilçelerine yer değiştirme isteğinde bulunacak, bir kısmının ise ataması eski ilçesine yapılacaktır. Bu durumda bu öğretmenlerin ilçeler arasında yer değiştirmelerin kabul edilebilir bir tarafı bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, Türk Eğitim Sen olarak norm kadro fazlası olan öğretmenlerin ilçeler arasında resen atanmalarına dair uygulamadan vazgeçilmesi, ülke genelinde ilçeler arasında resen ataması yapılan tüm öğretmenlerin atamalarının iptal edilmesi için valiliklere talimat verilmesi ve yapılan iş ve işlemler hakkında Sendikamıza bilgi verilmesi hususunda Milli Eğitim Bakanlığı’na yazılı talepte bulunduk.
İlgili yazımız için tıklayınız