Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 |
Bugün: | 228 |
Dün: | 379 |
Toplam: | 1936 |
2023-2024 Eğitim-Öğretim yılı sona eriyor. Öncelikle bir yıl süresince fedakârca görev yapan eğitimimizin kilometre taşı öğretmenlerimiz başta olmak üzere tüm eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize iyi tatiller diliyoruz.
Bu eğitim öğretim yılına Öğretmenlik Meslek Kanunu damgasını vurdu. Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun bazı maddelerini iptal etti, ardından Milli Eğitim Bakanlığı kanunla ilgili yeniden düzenleme yaptı. Yakın zamanda TBMM’ye sevk edilecek kanunun yeni düzenlemeleri içeren halinin kamuoyuyla paylaşılmasını bekliyoruz. Basına yansıyan ve bizim de içeriği hakkında bilgi sahibi olduğumuz kanun taslağında sınavın kaldırılması elbette sendikamızın öteden beri savunduğu ve desteklediği bir husustur. Ancak taslakta yer alan 10 yıl hizmeti olan öğretmenlerimizin uzman öğretmenliğe, 10 yıllık uzman öğretmenlerimizin de başöğretmenliğe başvurması hususuna karşıyız. Bu sürelerin yarı yarıya indirilmesi sendikamızın en önemli talepleri arasındadır. Zira bu konudaki söz, bir önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından verilmişti. MEB’i aynı iktidarın bakanlarının yönettiği göz önüne alındığında bu sözün yerine getirilmesi elzemdir.
ÖMK’da eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi ve caydırıcı tedbirler getirilmesi bizleri çok memnun etti. Eğitim çalışanları her önüne gelenin şiddet uygulayabileceği kimseler değildir, olmamalıdır. Geleceğimizi yetiştiren eğitimcilerimizin çalışma ortamlarında güvenliğini sağlamalıyız ki, eğitim hayatımızı sağlıklı bir şekilde yürütelim.
Öte yandan ÖMK’da;
Şunu da belirtelim ki; eğitim fakültelerinden her yıl ortalama 40 bin öğrenci mezun oluyor. 2023 yılında emekli/ayrılan öğretmen sayısı 23 bin 670, 2024 yılında emekli olacak öğretmen sayısı en az 20 bindir. Sendikamızın yaptığı araştırmaya göre 79 ilde 72 bin 723 ücretli öğretmen çalıştırılıyor. Norm kadro ihtiyacı da 101 bin 350. Tüm bu rakamlar ortadayken, son yapılan 20 bin atama eğitimin dişinin kovuğuna yetmeyecektir. O halde yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan en az ücretli öğretmen sayısı kadar ilave atama yapılmalıdır!
Diğer yandan akademide hazırlık niteliğinde yapılacak akademi çalışmaları elbette önemlidir. Ancak yazılı sınav dışındaki uygulamalı derslerden alınacak puanların adil, hakka uygun, kayırmacılıktan uzak verilmesi çok daha önemlidir. Zira uygulamalı ders başarı puanı 70’in altında olanların akademi ile ilişiği kesilecektir. Hal böyle olunca akademinin de denetlenmesi gerekmektedir.
Akademide eğitim alacak öğretmenlere verilecek ücret belirlenirken, 30.000 gösterge rakamı memur aylık katsayısıyla çarpılarak hesaplanacaktır. Bu da tahmini olarak 23 bin TL’ye denk gelmektedir. Bu, öğretmenlerimizin geçinmesi için mümkün olmayan bir rakamdır. Akademide eğitim alan tüm öğretmenler ücretler yönüyle meslektaşları ile aynı haklara sahip olmalıdır. Ayrıca eğitim süresinin de uzun tutulmaması da gerekmektedir.
Eğitim çalışanlarımız bir bütün olarak görülmelidir.
Yeni müfredatın uygulama sürecinde eksiklikler olabilir. Öğretmenlerimizin görüş ve önerileri doğrultusunda revizyon yapılmalıdır.
Yeni müfredat 2024-2025 eğitim-öğretimde yılında 1, 5 ve 9’uncu sınıflarda ilk kez uygulanacak. Türk Eğitim-Sen olarak müfredata yönelik görüşlerimizi içeren raporu Milli Eğitim Bakanlığı’na sunduk. Nitekim 2021 yılında 2. Maarif Kongresi düzenleyen sendikamız, okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim kademelerinde çalıştaylar düzenleyerek eğitim sistemini masaya yatırmış, “Nasıl bir müfredat?” sorusuna cevap aramış ve müfredat hazırlık sürecine katkıda bulunmuştuk.
Her zaman söylüyoruz: İçeriği ve hedefleri bakımından milli, yöntemi ve araçları bakımından çağdaş ve bilimsel eğitim sistemi Türkiye’nin ihtiyacıdır. Bu noktada yeni müfredat ile ilgili şu hususa dikkat çekmek istiyoruz: Kağıt üzerinde müfredatı en kamil şekilde hazırlayabilirsiniz ama esas olan bunun uygulanmasıdır. Müfredatı uygulayacak olan ise öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimlerini tamamlamadan, eğitim çalışanlarını huzurlu kılmadan, motivasyonlarını artıracak tedbirleri almadan müfredat dahil hiçbir proje arzu edilen başarıyı sağlamaz.
Yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan öğretmenlerimizin müfredatla ilgili bilgilendirilmesi, kazanımlara ve ders içeriklerine göre materyallerin hazırlanması ve öğretmenlere ulaştırılması da büyük önem arz etmektedir. Önümüzde kısa bir süre vardır ve MEB hızlı hareket etmelidir. Müfredatın uygulanması sürecini de yakından takip edeceğiz. MEB uygulama sürecinde meslektaşlarımızdan gelen eleştirileri de dikkate almalıdır. Zira uygulamaya geçtikten sonra eksikler ortaya çıkabilir. Gerektiğinde meslektaşlarımızın önerileri doğrultusunda müfredat üzerinde revizyon yapılmalıdır.
Öte yandan;
Ülkemizde okullaşma oranları artırılmalıdır. MEB 2022-2023 istatistiklerine göre okullaşma oranları okul öncesinde 5 yaş yüzde 84,95, ilkokulda yüzde 93,85, ortaokulda yüzde 91,21, ortaöğretimde ise yüzde 91,70’dir. Okullaşma oranlarının eğitimin tüm kademelerinde yüzde 100’e ulaşması, tüm çocuklarımızın eğitim-öğretim sürecinde yer alması ülkemizin kalkınmasının birincil şartlarındandır.
Derslik başına düşen öğrenci sayısı 2022-2023 istatistiklerine göre ilkokul ve ortaokulda 23, ortaöğretimde 22’dir. Bu rakam ilkokul ve ortaokulda İstanbul ve Diyarbakır’da 29, Tekirdağ’da 28, Bursa, Adana ve Mersin’de 27, Gaziantep’te 30, Şanlıurfa’da 31’dir. Yine ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı İstanbul, Kahramanmaraş ve Kayseri’de 24, Osmaniye ve Van’da 25, Ağrı ve Kilis’te 26, Hatay, Hakkari ve Şanlıurfa’da 27, Diyarbakır’da 28’dir. Öğretmen açığının yanı sıra derslik açığının da çözülmesi, sınıfların mevcudunun düşürülmesi öğretmenlerin sağlıklı ders işlemesi, eğitim-öğretimin kesintisiz yürütülmesi bakımından büyük önem sarf etmektedir. Bu hususta atıl alanların derslik olarak tahsisi de bir seçenektir.
Yeni eğitim-öğretim yılında okulların hijyen bakımından hiçbir eksiğinin olmaması için yardımcı personel ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu noktada okullara hizmetli alımı kadrolu olarak yapılmalı, yetersiz kalındığı noktada İş-Kur üzerinden personel temini yapılmalıdır. Ayrıca İş-Kur üzerinden personel temini okulların açılmasına kısa bir süre kala değil, en geç Ağustos ayında gerçekleştirilmelidir. Okulların temizlik malzemelerinden, materyal eksikliğine kadar tüm ihtiyaçları giderilmeli ve okullar eğitim-öğretime hazır hale getirilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.